Hak Şerleri Hayr Eyler İlahisi

Sharing is caring!

Hak şerleri hayr eyler ilahisi bir ilaçtır. İnanılmaz saf bir dille yazılmış olan eser kalbinizi pür pak eder.

Ahmet Hakki Turabi, bu eserin yazılma hikayesini şöyle aktarır;

‘İbrahim Hakkı rüyasında gökyüzünü dolduran binlerce serçenin halka ve kendisine saldırdığını, babasının hepsini kovduğunu yalnız bir tanesinin sağ omzundan ayrılmadığını görür ve bunu babası Osman Efendi’ye anlatınca babası bu rüyadan mehzun ve müteessir olur.

Çok geçmeden İbrahim Hakkı ateşlenir ve yatağa düşer. Altınca gün Şeyh İsmail Fakirullah ziyaret eder ve babasına ‘Geçmiş olsun. İbrahim’İn işi bitmişti lakin Hakk onu bize bağışladı, çünkü o bu dünyaya lazım bir vücuttu’ diyerek babasına müjdeyi verir.

O esnada altı gündür kendine olmayan İbrahim’in ‘Hak şerleri hayr’eyler/Zannetme ki gayr eyler/Mevla görelim n’eyler/Neylerse güzel eyler’ şeklinde tefviznameyi fısıldamay başladığı rivayet edilmektedir’.

Haydi gelin biz de Tefvizname’nin bilgelik dolu dünyasına yolculuğa çıkalım.

Contents

Hak şerleri hayr eyler sözleri/ Tefvizname şiiri sözleri

Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Ârif ânı seyreyler
Allah görelim neyler
Neylerse güzel eyler.

Deme şu niçin şöyle
Yerincedir o öyle
Bak sonunu seyreyle
Allah görelim n’eyler
Neylerse güzel eyler.

Sen Hak’ka tevekkül kıl
Teslim ol da Rahat bul
Her işine razı ol
Allah görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Her işleri faiktir
Birbirine layıktır
Neylerse muvafıktır
Allah görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Bir işi murad etme
Olduysa inad etme
Hak’tandır o reddetme
Allah görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hiç kimseye hor bakma
İncitme, gönül yıkma
Sen nefsine yan çıkma
Allah görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Hak şerleri hayreyler dinle

Tefvizname ilahisi benim için işaretlerle dolu bir ilahi. O nedenle kendisi stüdyoda söylediğim ilk ilahi oldu. O kaydı buradan dinleyebilirsiniz.

Aynı zamanda Ponterapia’dan sevgili arkadaşım Angel Halim Martinez ile yaptığımız kayıtta da Hak şerleri hayreyleri dinleyebilirsiniz.

Hak şerleri hayreyler şiiri anlamı

Hak şerleri hayreyler ya da orijinal adıyla Tefvizname o kadar saf ve duru bir dille yazılmış ki, her dinlediğimde ve her söylediğimde Erzurumlu İbrahim Hakkı’ya inanılmaz saygı duyuyorum.

Bu kadar derin mevzuyu, bu kadar sade bir şekilde anlaşılır kılmak, inanılmaz.

Yine de Osmanlı’ca terimlerden kaynaklanan bazı anlaşılmazlıklar olabiliyor.

Aşağıda Osmanlı’ca kelimelerin şu an kullandığımız dildeki anlamlarını aşağıda paylaştığım tam metin bölümünde parantez içinde ekledim.

Tefvizname açıklamalı

Daha fazla detay için şu yazıya bakabilirsiniz.

Benim kişisel yolculuğumda ilaç olarak sıklıkla dilime gelen bu ilahinin, kendi yolculuğumu aydınlatan gönlüme düşen anlamlarını paylaştığım yazımı da buradan okuyabilirsiniz.

Tefvizname ne demek, Tefvizname kelime anlamı

“Artık ben işimi Allah’a bırakıyorum. Allah kullarını pek iyi görmekdedir”

Sûre-i Mü’min, Âyet 44

“Ey mutmain olan insân! Sen Rabbinden râzı, O da senden râzı olarak dön Rabbine! Sen de katıl has kullarımın içine, gir cennetime!”

Sûre-i Fecr

Tefvizname bu dünya hayatında, özgürlük içinde olmak, elinden gelenin en iyisini sevgiyle, birlik bilincinde yapmak, gerisini O’na bırakarak, tevhidde kalmak demek.

Hak şerleri hayreyler zannetme ki gayreyler ne demek

Hak şerleri hayr eyler, zannetme ki gayreyler, her ne başımıza geliyorsa, bir sebebi vardır.

Hak hiç kimseyi görmemezlik etmez, sen de dahil.

Her an başına gelen senin için hayırlısı olandır.

İkiliğe düşerek neden başıma bu geldi diyerek, kendine evham ve huzursuzluk yaratma, birliğe ve huzur gel demektir.

Tefvizname tam metin

Buyrunuz 21 kıtalık Tefvizname. İçinize çekerek, anlamı üzerine tefekkür ederek, doya doya içiniz.


Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayr eyler
Arif ânı seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Sen Hakka tevekkül kıl( Kendine ait vazifeyi yaptıktan sonra neticelerini Allah’dan istemek. Hakka güvenmek.)
Tefvîz it (İşini Allah’a havâle etme) ve râhat bul
Sabreyle ve râzı ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Kalbin ana berk eyle (sağlamlaştırmak)
Tedbîrini terk eyle
Takdîrini derk eyle (anlamak, kavramak)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Hallâk-ı Rahîm (acıyan, yaratıcı) Oldur R
ezzâk-ı Kerîm (cömert, rızıklandırıcı) Oldur
Fa’âl-i Hakîm (hikmetler işleyen) Oldur
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Bil kâdî-i hâcâtı (herkesin hacetlerini, ihtiyaçlarını yerine getiren. Allah)
Kıl Ana münâcâtı (yakarış)
Terk eyle murâdâtı (muradlar, istekler)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Bir işi murâd etme
Olduysa inâd etme
Haktandır o reddetme
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Hakkîn olıcak (olunca) işler
Boşdur gam u teşvişler (kargaşa)
Ol hikmetini (irfan, bilgelik, derin anlamlı) işler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Hep işleri fâikdır (üstün)
Birbirine lâyıkdır
Neylerse muvâfıkdır
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Dilden gamı dûr (uzak) eyle
Rabbinle huzûr eyle
Tefvîz-i ümûr (her şeyi Allah’a havale etmek) eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Sen adli (adalet) zulüm sanma
Teslim ol oda (ateş) yanma
Sabr et sakın usanma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Deme şu niçin şöyle
Yerincedir ol öyle
Bak sonuna sabr eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Hiç kimseye hor bakma
İncitme gönül yıkma
Sen nefsine yan çıkma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Mü’min işi reng (hileli) olmaz
Akıl huyu ceng (savaş) olmaz
Arif dili teng (sıkıntı) olmaz
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Hoş sabr-ı cemîlimdir (güzel)
Takdîr-i kefîlimdir
Allah kim vekîlimdir
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Her dilde (gönülde) Anın adı
Her canda Anın yâdı (anış)
Her kuladır imdâdı
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Nâçâr (çaresiz) kalıcak yerde
Nâgâh (ansızın, birden) açar ol perde
Dermân eder ol derde
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Her kuluna her ânda
Geh kahr (zorluk) u geh ihsânda (lütuf)
Her ânda O bir şânda (iş)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Geh mu’tî (veren, uyan) u geh mânî’ (engelleyen)
Geh dârr (zarar veren) u gehî nâfî’ (yarar veren)
Geh hâfid (alçaltan) u geh râfî’ (yükselten)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Geh bay (zengin) ider geh miskin (yoksul)
Geh hurrem (sevinç) ü geh ğamgîn (kaygılı)
Geh şûh (hareketli) u gehî sengîn (taştan)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Geh ‘abdin (kul) ider ârif (Hakk’ı ve hakîkati bilen)
Geh eymen (hayırlı) u geh hâif (zalim)
Her kalbi odır sârif (arıtan)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Geh kalbini boş eyler
Geh hulkını (yaradılışını) hoş eyler
Geh ‘ışkına (aşkına) dûş eyler (uğratmak, müptela etmek)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Az ye az uyu az iç
Ten mezbelesinden (çöplük) geç
Dil gülşenine (gönlün gül bahçesine) gel göç
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Bu nâs (insan) ile yorulma
Nefsinle dahî kalma
Kalbinden ırağ olma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Geçmişle geri kalma
Müstakbele (gelecek) hem dalma
Hâl (şimdiki zaman) ile dahî olma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Her dem nı zikr eyle
Zeyrekliği (kurnazlığı) koy şöyle
Hayrân-ı Hak ol söyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Gel hayrete (şaşkınlık) dal bir yol
Kendin unut nı bul
Koy gafleti hâzır ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Her sözde nasîhat var
Her nesnede zînet (süs) var
Her işte ganîmet (bolluk, yarar, kazanç) var
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Hep remz (sembol, simge) ü işârettir
Hep ğamz (işaret, ima) ü beşâretdir (müjdedir)
Hep ayn-ı inâyetdir (iyilik pınarı. lütuf ve ihsanın ta kendisi)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul canla
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Bil elsine-i halkı (yaratıkların dilleri)
Aklâm-ı Hak (Allah’ın kalemi ve takdiri) ey
Hakkî Öğren edeb ü hulkı (edep ve ahlak ve güzel huylar)
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…

Vallâhi güzel etmiş,
Billâhi güzel etmiş,
Tallâhi (vallahi ve billahi gibi yemin bildiren bir söz) güzel etmiş,
Allah görelim netmiş,
Netmişse güzel etmiş…

Erzurumlu İbrahim Hakkı

1700’lü yıllarda yaşamış olan Erzurumlu İbrahim Hakkı, Türk mutasavvıf, sosyolog ve âlimdir.

Astronomi, fizik, psikoloji, sosyoloji ve din alanlarında pek çok çalışma yapmıştır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Eserleri

Düz yazı ve manzum olarak toplamda 15 eser yazmıştır.

Erzurumlu ibrahim hakkı yüz okuma (ilmi sima) üzerine yapıtlarına en dikkat çekilen kişilerdendir.

Yine Erzurumlu ibrahim hakkı marifetname adlı eserinde burçlar üzerine detaylı bir şekilde yazmıştır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Kitapları

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın en önemli eserleri Divan ve Marifetname olarak belirtilmektedir.

Marifetname eserini halkın anlayabileceği şekilde yazmış ve tasavvufi konuların yanı sıra astronomi ve fen bilimlerini kapsayan birçok konuya yer vermiştir.

Ansiklopedik özelliğe sahip olan Marifetname, 1757 yılında tamamlanmıştır.

Yaklaşık 600 sayfadır.

Kitabın yazım sürecinde yaklaşık 400 kitaptan yararlanıldığı söylenirken ilk defa bu kitapta Güneş Sistemi (‘hey’et-i cedide’) anlatılmıştır.

Erzurumlu İbrahim Hakkı sözleri

Erenler yoluna giden, üç hasletle gitmiştir. İlki ihtiyaç olanın dışında yememek. İkincisi, imkan sınırı içinde uyumamak. Üçüncüsü, gerekli olandan fazla konuşmamak.

Halbuki, ibadet öyle bir sanattır ki o ancak yalnızlık tezgahında işlenir. Onu işleyebilecek âletler de nefsin isteklerine karşı yapılan direnişlerdir.

Musiki aşk ehlinin şahadetidir.

Erzurumlu İbrahim Hakkı şiirleri

Merhaba Ey Aşk-i Baki Merhaba

Merhaba ey aşk-i baki merhaba
Pür vefasın, pür vefasın, pür vefa

Gel salın gönlümde ey can-i cihan
Dil-rübasın, dil-rübasın, dil-rüba

Çarh-i dilde mihr ü mahımsın benim
Mehlikasın. mehlikasın, mehlika

Ol Ahir yar-i ğarımsın benim
Can-fezasın, can-fezasm, can-feza

Mübteda-yi cümle eşyaya ayan
Müntehasın, müntehasın, münteha

Senden oldu har,gül,hem hak, zer
Kimyasın, kimyasın, kimya

Vasıl eylersin kulu Mevlasına
Reh-nümasın, reh-nümasin, reh-nüma

Halktan bigane olmuş aşıkına
Aşinasın, aşinasın. aşina

Hakkı, Hakk’dan gafil olmazsın müdam
Pür-safasın, pür-safasın, pür-safa

Can Ellerinden Gelmişem

Can ellerinden gelmişem, fâni mekânı neylerem
Ol mülke meylim salmışam, ben bu cihanı neylerem.

Dünyaya geldim gitmeye, ilm ile hilme yetmeye
Aşk ile ân seyretmeye, ben în ü ânı neylerem.

Devr-i zamandan doymuşam, kevn ü fesâdı koymuşam
Darü’l-emânı duymuşam, bu sicn-i cânı neylerem.

Hep itibarı atmışam, âşıklığa el katmışam
Ben nefsi dosta satmışam, bu düşmanânı neylerem.

Aşkın şarabın içmişem, dil gülşenine göçmüşem
Ben varlığımdan geçmişem, nam ü nişânı neylerem.

Aşkı tabîbim kılmışam, derdinde derman bulmuşam
Ben lübb-i hikmet bilmişem, Yunaniyânı neylerem.

Enfâs-ı aşkı dârikem, mâl ü menâli târikem
Genc-i nihâne mâlikem, nakd-i revânı neylerem.

Taht-ı tevekkül bulmuşam, mülk-i kanaat almışam
Mahfîce sultan olmuşam, câh-ı âyânı neylerem.

Her ne gelirse yahşidir, zira o dostun bahşıdır
Çün cümle ânın işidir, ben bed-gümânı neylerem.

Olmuş ânınla kalmışam, ayn-ı hayata dalmışam
Kendim bilip kâm almışam, vehm ü hayâli neylerem.

Gerçi zamân-ı devrân ile, pîr etti cismim şan ile
Gönlüm civandır cân ile, pîr ü civânı neylerem.

Ten beslemekten sapmışam, gönlüm sarayın yapmışam
Hurşidem, anda tapmışam, ben ahterânı neylerem.

Yâri bana bes görmüşem, ağyârı dilden sürmüşem
Ünsiyle tenha durmuşam, ben ins ü cânı neylerem.

Dilden dile bin terceman, varken ne söyler bu lisan
Çün cân u dildir hem-zebân, nutk u beyânı neylerem.

Hakkı, cemîi halktan, müstağniyem billâhi ben
Hallâk-ı Âlem var iken, halk-ı zamânı neylerem.

Sonlandırırken

Türkçe bildiğim ve bu satırlardaki şifadan nasiplenebildiğim için şükran dolmamı sağlayan bir eser Tefvizname benim için.

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın ruhuna gani gani rahmet olsun inşallah.

Bu dizelerin bilgeliğini paylaşmanız için benden bu görsel de size hediye olsun.

Kalın sağlıcakla.

Leave a comment