7. Hafta: Yarim Senden Ayrılalı (1. Aşkın Yolculuğu)

Sharing is caring!

Yanlış yapmaktan korkmak istemiyorum.Bir peygamber. Bir çocuk. Şükürler olsun.  Dursak ya biraz. Biraz yavaşlasak. Hep birlikte. Hep birlikte olmayınca olmuyormuş. Azcık yavaşlasak. Oturup biraz muhabbet etsek ya. Bir vites azaltsak hepimiz. Vites azaltma günü ilan edicem. İnayat Khan ne diyor biliyor musunuz. Dinlenme zamanlarımız az artık ve bence bu bir çok sorunun temeli diyo. Ya valla ya, bir yavaş gözünüzü sevim, ben yetişemiyom. Vallahi de bak, yemin billah, zamanımız var. Bolluk, sersebil.

Contents

Bu hafta farklı bir format deniyoruz

Acayip An’dayım, acayip güzel şeyler oluyor bu An’da. Oysa olmuş olan hiç bir şey yok, böyle haller 🙂

27 Aralık günü bu yazı içimde demlenedursun 2 farklı yazı öyle yazıldı birbirinin ardıca. Aslında ikincisine tam yazı da diyemeyiz. Ardı ardına düşünceler. Niyet hiç olmaktı hani ya. Eee ben de napim, bu hafta günlük formatı yapalım diyorum. 2 yazıyı da tarihleriyle ve geldikleri haliyle aşağıya yazacağım, bu haftanın blog yazısı aslında 2 yazı olacak.

Hııı bu sırada, bu aşk yolculuğunda niyet edilen şeyin son haftasıydı. Bundan sonra ne olacağını bana şu an sormayın. Bir ben var ben de benden içeri. An itibariyle kontrol içerideki ben de. Haftaya Pazar günü yine aynı saatte bu soruyu elimizden geldiğince cevaplamak için burada olacağız. Şu an ise böyle geyik haller, en sevdiğim. Napalım.

27 Aralık, Sabah

Ekimde almışım elime bendiri bu türkü dile gelmiş

Bedenimde ve ruhumda bir çok kez dile geldi bu türķü. O gün farklıydı. Söylerken göz yaşlarıma hakim olamamıştım. Birliğe, ayrılıkların yok olmasına, yaradanla bir olmaya dair derin özlem. Yarim dediği Aşık Daimi’nin yaradanın ta kendisi bence. Yarim senden ayrılalı hayli zaman oldu gel gel. GEL.

Böylem olur küsüp gitmek, seni seveni terk etmek? Harbi kim kimi terk etti? Var mı gerçekten bir terkediş? Terk etmek ne ola ki? Gerçekten ayrıldık mı biz yoksa sadece unuttuk mu? Aslında terk ediş, ayrılık bunların hepsi birer yanılsama mı yoksa?

Haram oldu yemek içmek der Aşık Daimi. An’da olamadığımız her yapış hali değil mi ki haram olan? Ayrı olan? Figan olan?

Ölmeyince dert eksilmez der ya Daimi, tüm fark edişlerden sonra bu gerçek ile yüzleşmek belki de en zor olan. Geçmek şüphe tarlalarından, bilmek birliği ve birlik olmak ve yine de tekrar ve tekrar ayrılık denizlerinde bulmak kendini. Nasıl ölmeden önce ölünür? Nasıl kurtulunur ayrılık dertlerinden? Ayrılık bir dert midir kurtulunması gereken? Ayrılık var mıdır sahiden?

Kul Aşık ever varmaya, varıpta haber sormaya, yetiş namazım kılmaya, seni seven öldü gel gel der Aşık Daimi.

Ekim de bendirimle dile geldiğinde bu türķü Birlik içindi göz yaşım

O nedenledir ki eşim türķüyü duyduğunda çok acıklı bu dediğinde, mutlu sonla bitiyor dedim. Aşık Daimi ölmeden önce ölüp sevdiği yaradanı çağırıyordur belki de, belki de bir özgürlük hikayesidir bu. Tüm ayrılıklardan özgürleşme hikayesi. Mutlu sonla biten. Kim bilir?

Ses kaydını buradan dinleyebilirsiniz

Yarim Senden Ayrılalı, Aşık Daimi

Yarim senden ayrılalı

Hayli zaman oldu gel gel

Bak gözümden akan yaşa

Ab-ı revan (nehir) oldu gel gel

Böyle m’olur küsüp gitmek

Seni seveni terk etmek

Haram oldu yemek içmek

İşim figan oldu gel gel

Kurulu yaydır asılmaz

Gönül yarinden kesilmez

Ölmeyince dert eksilmez

Halim yaman oldu gel gel

Kul Aşık ever (bekler) varmaya

Halinden haber sormaya

Yetiş namazım kılmaya

Ömrüm tufan oldu gel gel

27 Aralık, Akşam

Jehan Barbur dinliyorum rüyam aklıma gele

Jehan Barbur’u tanımadan önce rüyamda gördüm. Şaka gibi di mi:) Bence de. Esas şaka gibi olan bunun üzerinde çok durmamış olmam. Bugün unutulmuş bir şeyi hatırlar gibi Jehan Barbur açmak istedi içim çalışırken. Aman allahım. Jehan çok memnun oldum. İskenderun’lu olduğunu unutmadan dinliyorum bugün çalışırken. Ahhh İskenderun, gençliğimin geçtiği, bir nakış kadar güzel, gönlümün incisi. Sen söylerken İskenderun’un güzelliğini görüyorum içinde. İçimde şükran doluyor İskenderun’a.

Bu sırada gördüğüm güzellikler çok güzel geliyor. AŞK gülümsüyor bana her yerden

Sesindeki tınıyı dinliyorum mesela AŞK derken veya dinlediğim şarkılarda AŞK’ı dinlerken, AŞK yeniden’i dinliyorum sokaklarda yürürken bir anda dilimde AŞK, AŞK nehrinden geçiyorum, o an benim için.

AŞKın nasıl bir nesne olduğunu yavaş yavaş fark ediyorum. AŞK bir nesnedir. Varlığı olan. Kendime AŞIK oluyorum bugün. Kendime aşık oldukça sana olan aşkım artıyor. Sen, ben, o, biz, siz, onlar. Sahi varlar mı? Sahi var mıyız? HER ŞEY AŞKTAN.

Bağırmak geliyor içimden. Hey Hayat Seni Seviyorum diye. Deli ve Veli içimde karşılıklı takılıyorlar, ben şaşkınlıkla ve neşeyle şahitlik ediyorum anca.

Her şeyin bir anlamı var. Olmuş ve olan her şeyin. Bilmediğim bilgiler geçiyor zihnimden. Kimin? Ben kimim?

Yaşamak böyle güzel Şeffaf bir yolda gibi

Kusura bakmasınlar ama bütün bu yanlış benim

Ayıbın yolu kayıp sövmeyin gizlice

Bu dilin kemiği kırık durmayın sözünde

Şarkı: Jehan Barbur, Kusura Bakmasınlar

Yazının orjinali 29 Aralık tarihinde yayınlanmıştır.

Leave a comment